1 Ekim 2009 Perşembe

Ama- Maamafih-Kör




"Aşk, ama, tozdan çamaşır yıkadıkları külden ibaret olan ve dikenlerden, böğürtlenlerden, yaban nergislerinden, frenk incirlerinden başka birşey vermeyen fidanlardan bittiği bu topraklardan uzakta. Aşk, ama, en küçük bir çiçeklenme umudu vermeyen bu kalkerli kayalardan uzakta... Ve ölüm, ölüm de buradan uzakta, herbirinin zavallı kuru bir gövdeye, çorak bir tepeye dönüştüğü bu yerlerden uzakta... Bunların üzerlerindeki çiyler bile göz yaşlarına benzerler." ( Miguel Angel Asturias)

Maamafih şiddet, mutlulukla kaplı siluetlerin en içinden çıkıp gelen. Açılan, maamafih, kendini sürekli cezalandıran algı kapısı. Algılıyorum hiç korkmadan, ruhani bir düş görür gibi. Taptığın inancın kendisi olur gibi safça ve ilahi bir sakinlikle. Hiç yorulmadan.

Kendimi açtıkça korkmadan üzülüyorum bu saflık ya ölümdür ya da yaşam. Ve hem ölümdür hem de yaşam.

Direniniz. Karşınızdakine açtığınız her kusurunuz size kusursuzluk olarak dönecektir.

Kusursuz olan kördür zira. Bildikçe bilmediğini bilmek gibi. Gördükçe görüşü azalır gözlerin. Kusursuz aynılık ve seçemeyen bakışlar kalır geriye.

Miguel'den "aşk", karşıdakine savunmasız yaklaşan saflık ve aydınlanmanın kör edici parıltısı. Bu üçleme kurduğunuz tapınağınızda ayin davranışına tekabul eder.

...