29 Ekim 2010 Cuma

Kırmızı Çizgi




Hazır olmak gerekir hep. Ayrıca dikkatli de olmalı insan.

Kırmızı çizginin herhangi bir tarafınde olabilirsin. Bu seni taraf yapar ama ait olmanı da sağlar, en azından yanlız değilsindir. Fakat kırmızı çizgi olmak da varmış safi yalnızlık içeren. Onu öğrendim.

Kırmızı çizgi olduğun an güvenebileceğin tek şey kendin olursun. O da bazen. Kocaman güvensizlikler yaşıyorsundur aslında. ("Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" gibi). Politik kırmızı çizgiler hayatın bir tarafındaki bir çizgiymiş bize uzak gelen fakat ya gündelik hayatın kırmızı çizgileri? Bireysel yaşamın kocaman güvensizlikleri daha bir korkutucuymuş. Politika seyirlik bir satranç oyunuymuş kendinden uzak bellediğin. Ve zaten kırmızı çizgi olmamak gündelik hayatın politikasını başlatmakmış en temizinden.

Gündelik hayatın kırmızı çizgileri de, gündelik hayatta kırmızı çizgi olmak da kişisel bir çöküş hikayesinin başlangıcı gibidir.

Karakterin, yeteneklerin, inandığın ve alıştığın ilkelerin ve yaşam tarzın sürekli bir tehdit algısıyla seni durağanlaştırmak, önüne set çekmek, değişmeni engellemek ister. En kötüsü sen, etrafındaki tüm ilişkileri gerer, esnetir, koparır veya en basitinden zorlarsın.

Kırmızı çizgi olmak zordur. Kolay olmaması gerekir zaten. Kendin için yarattığın ideallerinin savaşıdır bu son kertede. Bu savaş rasyonel bir şeklide, neden ve sonuçlarıyla ilerlemez. İyi veya kötü, doğru veya yanlış, haram ya da helal gibi ikili ahlaki kurallarla ilerler. Bazı şeyler hep kötü, yanlış ve haramdır. Dolayısıyla yasaktır. İçindeki devleti anladığın zamanlardır hep kırmızı çizgi olmak. Kişisel bir anayasan vardır çağa ayak uyduramayan ve onu korumak için içinden çıkmış kolluk kuvvetlerini kullanırsın. Çok kanlıdır savaşın. Zaten o yüzden çizgi kan kırmızısıdır.

Bilgisayarda donanım ve yazılımın iki ayrı görevi vardır. Hangi yazılım kullanılacaksa donanım işletir onu. Donanımın yoksa yazılım hiçbirşeydir. Kırmızı çizgi de donanımsızsan vardır zaten.Yazılım bir araç, bir yöntemken senin için amaç oluverir. Kemikleştirir seni. Paulo Freire "Bilinç Yöntemdir" diyor. Kırmızı çizgi bilinçsizleşmektir. Bilincin olmamasıdır. Senin için bilinç bir ideolojidir çünkü.

Velhasıl gündelik hayat senin hem kişisel hem de politik mücadele alanındır. Birşeyleri değiştirmek istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız derler ya. İşte maksat kırmızı çizgilerini alt edebilmektir.

Kırmızı çizgiler çok kolay oluşur. Onları ortadan kaldırmaksa zaman alır. Kendiliğindenci, bilinç oluşturmayan insan güdüleri her zaman kolayı seçer, az enerji sarfeder, çok sorun çıkarır. Anladım ki yaşam sana verdiği tüm enerjiyi tekrar geri almak ister. Bilinçlenmek, araç ve amaçları yöntebilmek, sürekli kırmızı çizgileri ortadan kaldırmak, değişmek ve en basitinden yaşamak büyük enerji ister.

Enerjinin doğaya (çevreyi ve sosyal yaşamı ifade ediyorum)geri dönme isteği seni vareden her ne ise onun en temel düsturudur.

Anladım ki yaşamak çaba sarfetmektir. Anladım ki yaşamak kırmızı rengi yeri geldiğinde tercih etmemektir. Anladım ki yaşamak sürekli anlayabilmektir.Anladım ki yaşamak akışkandır.

Hiç yorum yok: