10 Haziran 2009 Çarşamba

aYrInTı-M


Gerçeğin ayrıntılarıyla insanın ayrıntılarının fark-lı olduğunu kavramak, tutup bırakmamak biraz zaman aldı. Gerçeğin ayrıntısı sınırları itibariyle net iken insanınkiler öyle değil. Gerçeğin ayrıntısını fark-ederiz fakat insanın ayrıntısını yaşayabiliriz gibi geliyor. Gerçekte, ayrıntı duran ise insanda giden, birinde durum ise öbüründe süreç...
Şimdi buradan yakalım:
Sen bana göre çok kırılgansın. Havaya savurduğum her fikri sana çarpacak diye düşünemem.
Sen bana göre çok yalınsın. Gördüklerimi sürekli mukayese edemem. Yaşamı biraz da oynuyorum.
Sen bana göre çok eğlencelisin. Yaşamı kavradığım anda hüzünlenmek benim için bir alışkanlık gibidir. Geçmişten gelir.
Sen bana göre resmisin. Yaptığın her davranışı, attığın her adımı usulüne göre yapmak bende hayata dair bir yapaylık hissettiriyor.
Sen bana göre çok duygusalsın. Duy-madığım anlar müthiş bir sessizliktir ki çok severim. Aslında duyarım sadece duy-gulandığımı belli etmem. Anla işte...
Sen bana göre biraz şeysin... Ney?
Ayrıntı “bana-sana-ona göre”, “benle-senle-onla” ilgili bir şey. Gerçekten farklı olarak.

Hiç yorum yok: